Uluslararası Ehlibeyt (a.s)Haber Ajansı -ABNA- Gazze’de aylardır süren saldırıların uluslararası alanda İsrail’i siyasi ve ahlaki bir kuşatma altına sokmasının ardından, Tel Aviv yönetimi enerji diplomasisi üzerinden yeni bir denge kurmaya yöneldi. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun büyük bir başarı olarak lanse ettiği Mısır’la doğalgaz anlaşması, bu çerçevede İsrail ekonomisi için kritik bir can simidi olarak görülüyor.
Anlaşmanın, İsrail gazının Mısır üzerinden bölgesel ve uluslararası pazarlara taşınmasını güvence altına aldığı belirtilirken, bu durumun Tel Aviv’e hem döviz girdisi hem de jeopolitik manevra alanı kazandırdığı ifade ediliyor. Enerji gelirlerinin, Gazze saldırıları nedeniyle artan askeri ve ekonomik maliyetlerin bir bölümünü dengelemeyi amaçladığı yorumları yapılıyor.
Direniş çevreleri ve bölgesel gözlemciler ise söz konusu anlaşmanın, Gazze’de yaşanan soykırımın hemen ardından gündeme getirilmesine dikkat çekiyor. Bu zamanlamanın, İsrail’in sahadaki suçlarını ekonomik ve diplomatik hamlelerle perdeleme çabasının bir parçası olduğu vurgulanıyor.
Mısır’ın anlaşmadaki rolü de tartışma konusu. Kahire yönetiminin, bölgesel enerji denkleminde merkez ülke olma hedefiyle hareket ettiği, ancak bunun Filistin halkının yaşadığı ağır insani tabloyu ikinci plana ittiği eleştirileri dile getiriliyor.
Uzmanlara göre Tel Aviv, askeri alanda karşı karşıya kaldığı meşruiyet krizini enerji anlaşmalarıyla telafi etmeye çalışırken, Gazze’deki direniş ve bölgesel kamuoyu bu tür adımların saldırıların üzerini örtemeyeceği görüşünde birleşiyor. Anlaşma ne kadar “tarihi” olarak sunulsa da, İsrail’in Gazze’de işlediği suçların bölgesel hafızada kalıcı izler bıraktığına dikkat çekiliyor.
yorumunuz